Manisalı iş adamlarından soruşturma tepkisi: ‘İş dünyasına yargı eliyle müdahale’

Manisa Genç İş Adamları Derneği (MAGİAD), TÜSİAD Başkanı Orhan Turan‘ın, yaptığı açıklamalar sonrası hakkında soruşturma başlatılmasına tepki gösterdi. Dernek bir açıklama paylaştı.

Açıklamada, “Türkiye’de iş dünyasına, sivil toplum kuruluşlarına ve demokratik değerlere yönelik baskı ve müdahale girişimlerini kaygıyla takip ediyoruz. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaların ardından hakkında başlatılan soruşturma, yalnızca ifade özgürlüğü açısından değil, Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal geleceği açısından da derin endişe yaratmaktadır. Son dönemde, yargı süreçleri aracılığıyla hem siyasetçilere hem de sivil toplum kuruluşlarına ve iş dünyasına yönelik soruşturmaların yoğunlaştırıldığını görmekteyiz. Bu girişimler, demokratik bir hukuk devletinin temel prensipleriyle açıkça çelişmektedir. İş dünyasına yargı eliyle müdahale edilmek isteniyor, sivil toplum kuruluşları korkutularak susturulmaya çalışılıyor. Bu durum, yalnızca özgürlüklerimizi değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik istikrarını ve demokratik geleceğini de tehdit etmektedir” ifadeleri yer aldı.

‘TOPLUMSAL GÜVENİ SARSMAKTADIR’

Açıklama şöyle sürdü: “TÜSİAD Başkanı’nın konuşmasında belirttiği gibi, “Modern devletin temeli hukukun üstünlüğüdür.” Hukukun üstünlüğünün yerine keyfi kararların alındığı bir düzenin inşası, toplumsal güveni derinden sarsmaktadır. Hukukun bağımsız ve tarafsız işlemediği bir ortamda ne ekonomik büyüme sağlanabilir ne de sosyal barış tesis edilebilir. İş dünyasının, sanayicilerin ve girişimcilerin baskı altında olduğu bir ekonomide, ne yurtiçinde ne de yurtdışında güven ortamı sağlanabilir.

MAGİAD olarak, demokratik değerlerin ve hukukun üstünlüğünün korunması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Ülkemizin ekonomik kalkınması ve toplumsal huzuru, ancak eleştirel düşünceye, ifade özgürlüğüne ve adil bir yargı düzenine olan bağlılıkla mümkündür. Yargı süreçlerinin, bireyleri ve kurumları baskı altına almanın aracı haline getirilmesi kabul edilemez. Sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, bilim insanları ve iş dünyası temsilcileri, bir ülkenin gelişiminde hayati role sahiptir. Bu kesimlerin susturulmaya çalışılması, yalnızca o kişilere değil, tüm topluma zarar verir. Bugün ifade özgürlüğüne yapılan saldırılar, yarın hepimizin huzurunu ve güvenliğini tehdit eder hale gelecektir.”

‘İLERİ DEMOKRASİNİN SAVUNUCUSUYUZ’

Son olarak, “Demokrasi, farklı görüşlerin özgürce ifade edilebildiği, eleştirinin korkusuzca dile getirilebildiği bir ortamda yaşayabilir. Biz, MAGİAD olarak, hukukun üstünlüğüne dayalı, çağdaş ve ileri bir demokrasinin savunucusu olmaya devam edeceğiz. Sivil toplumun, iş dünyasının ve bireylerin susturulmadığı bir Türkiye için çalışmaya kararlıyız” ifadeleri kullanıldı.

Related Posts

HSK üyeliği için adaylar belli oldu

Hakimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) görev süresi dolacak 5 üyenin yerine seçilecek ve TBMM Genel Kurulu’na sunulacak 15 aday, TBMM Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nda seçildi.

Bu ne perhiz bu ne ihale!

‘Kamuda tasarruf başarıyla sürüyor’ diyen Şimşek’in bakanlığı yeni araç ihalesiyle yandaşlara para aktardı.

ABD’de Türk öğrenci Öztürk davasında yeni gelişme: Temyiz duruşmasında hükümetin avukatları gözaltına gerekçe sunamadı

ABD’de, Filistin’e destek verdiği gerekçesiyle gözaltında tutulan Tufts Üniversitesi doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk’ün temyiz davasında, hükümetin avukatları gözaltı için herhangi bir gerekçe sunamadı.

Gaziantep’te çocuk parkı küle döndü

Gaziantep’te bir çocuk parkında çıkan yangın söndürüldü.

İran’da olumsuz hava şartlarından dolayı 9 can kaybı

İran’da olumsuz hava koşullarında, yıldırım düşmesi ve şiddetli rüzgar nedeniyle son bir haftada 9 kişi hayatını kaybetti, 86 kişi yaralandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10. Medya Ödülleri töreninde yaptığı açıklamada ‘Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Bunu söylerken hamaset olsun diye değil, gerçeğin ta kendisi olduğu için ifade ediyoruz. Bundan 25-30 yıl öncesinin manşetlerine şöyle bir göz attığınızda, Türkiye’nin nerden nereye geldiğini sizler de gayet net göreceksiniz. Bilhassa, 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak istemiyoruz. Manşetler vasıtasıyla doğrudan hükümete ayar verildiği, lise ve ortaokuldaki çocukların öcü gibi gösterildiği, İmam-hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu, vesaiyetçiler adına siyasetçilerin her gün pervasızca örselendiği, köşe yazarlarının jurnalcilik yapmayı gururla anlattığı o karanlık, o utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz.’ dedi.